1923 Yılında
Konya’da çıkan Halk gazetesine Akşehir muhabiri Sami Reşat’ın yolladığı ve AKŞEHİR MEKTUPLARI köşesinde yer alan ve o
zaman ki Akşehir havasını yansıtması bakımından önemli olan bu mektuplardan
ikisini hem orijinallerini hem de
günümüz Türkçelerini yayınlıyoruz.
Mektup 1:
13 Haziran1923 Halk
Gazetesi
AKŞEHİR MEKTUBU Sami
Reşat
Halk Gazetesinin yayın hayatına başlaması nedeniyle
gazetemize gelen ilk tebrik yazısı, aynı zamanda gazetenin Akşehir muhabiri
olan Sami Reşat’a aittir. “Halk’a Tuhfe-i Takriz” başlığını taşıyan yazı
öncelikle basının işlevlerini ele almaktadır. İşte bu yazı:
“Bir milletin
yegâne vasıta-i neşr-i efkârı, seviye-i irfanı ve tekâmülünün hakiki mi’yarı
matbuattır. Gazeteler halkta duyguları, vatani düşünceleri ihya(canlandırır),
muhtelif cereyanlar ve tesadüm-i efkâr arasında Şah-rah-ı sedad ve savabı ibraz, hususi şebeke-i istihbarat
vasıtası ile herhangi bir mesele-i milliye ve vataniye hakkındaki temayülat-ı
umumiyeyi bütün dünyaya iblağ ederler. Onun için matbuat her memlekette halkın
tercüman-ı efkârı ve hissiyatı addedilir. Matbuatı olmayan bir heyet-i
içtimaiye lal ve ebkem bir insana benzer”
Günümüz
Türkçesi ile:
“Bir milletin fikirlerini
yayınlamasının tek vasıtası, anlayış seviyesi ve olgunlaşmasının gerçek ölçüsü,
basılan kitap ve benzeri şeylerin sayısıdır. Gazeteler halkta duyguları, vatani
düşünceleri canlandırır, muhtelif cereyanlar ve fikirlerin çarpışması arasında
haklı ve doğru yola sahip olan ve doğruluğu gösterme, özel istihbarat hattı
vasıtası ile herhangi bir milli ve vatani mesele hakkındaki genel sevgiyi ve
muhabbeti bütün dünyaya ilan ederler. Onun için matbuat her memlekette halkın
fikirlerinin tercümanı ve hissiyatı addedilir. Basını olmayan bir sosyal
topluluk söz söyleyemeyen ve konuşamayan bir insana benzer”
Yazısının sonunda Halk’ın yayına başlamasını
sevinçle karşılayan yazar, sahibi ve başyazarı Berkem’e başarı dileğinde
bulunur.
Mektup 2:
25 Haziran1923 Halk
Gazetesi
AKŞEHİR MEKTUBU Sami Reşat
“Halkımız mücahedat-ı aleyhimane ve
mesai-i hudapesendane ile milletimizi zillet-i esaretten, memleketimizi kabus-ı
mazikten kurtaran münci-i muazzam ile rüfeka-yı muhteremesinin, atiyen mülk ve
milletimizi ilim ve fen, maarif ve kemalat, ticaret ve iktisadiyat sahasında da
vayedar-ı teala ve inkişaf edecek, kudret-i ilmiye ve meziyet-i ulviyelerine,
kanaat-ı kamile ve iman-ı tam perverde eylemekte; akide-i siyasiye ve mahiyet-i
ahlakıyesi meçhul kimselere i’ta’-yı rey etmenin mahazir ve mehalikini tamamen
müdrik bulunmakta olduğundan netice-i intihabın Müdafaa-i Hukuk lehinde
olacağını söylemek zaiddir”
Günümüz Türkçesi ile:
Halkımız onun mücahedeleri hakkında ve Allahın beğeneceği şeylere
harcadığı mesaisi ile milletimizi esaret alçaklığından ve memleketimizi dar yer
kâbusundan kurtaran büyük kurtarıcı ile muhterem arkadaşları geleceğe sahip
çıkarak ve milletimizi ilim ve fen, eğitim ve terbiye, ticaret ve ekonomi
sahasında da Cenabı Allah nasip edecek ve ilerleyecek ilmin gücü ve yüksek
meziyetleri, olgun kanaat ve imanla tam beslemekte; siyasi doktrini ve Ahlaki
nitelikleri meçhul kimselere oy vermenin mahzurları ve tehlikelerini tamamen
anlayanların neticede seçimleri Müdafaa-i Hukuk lehinde olacağını söylemek
gereksizdir
İki örneğini yukarıda verdiğimiz Sami Reşat’ın
gönderdiği ve Halk gazetesinde yayınlanan Akşehir Mektupları köşesinde
Akşehir’den gelen pek çok haber yayınlanmıştır. Örneğin 12 Haziran 1923’de Akşehir’den
gelen bir mektupta, yağmursuzluktan dolayı zahire mevcudunun azaldığı ve
fiyatların yarı yarıya artmakta olduğu bildirilerek Müdafaa-i Hukuk Heyeti’ne,
“ihtiyac-ı memleketi tehvin, men-i ihtikarı temin” amacıyla diğer kazalardan
müsait fiyatlarda buğday alımı geçekleştirdiği için teşekkür edilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder