Rusların
düşmanca davranışları üzerine Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa serdarlığında
yapılan sefere Akşehirliler de katılmıştı.
Bütün
Hristiyanların koruyucusu olduğunu ileri süren çar Petro Rus ve Rum halklarının
kralı unvanını almış, para göndererek Balkanlardaki Hristiyanları ayaklandırma teşebbüslerine
girişmişti. Rus çarının bu faaliyeti sonucu olarak Karadağ’da bir isyan
patlak verdi. Rusların Osmanlı devleti aleyhine giriştikleri çalışmalar Eflak
ve Boğdan voyvodalarının da gizlice onlarla birleşmesini sağladı. Aynı şekilde
Sırbistan ve Arnavutluk’taki Hristiyan halk da Osmanlı devleti aleyhine döndü.
Çar Petro’nun faaliyetlerini yakından takip eden Osmanlı devleti, İşveç Kralı Karl XII’nin geri verilmesi
hakkında ültimatom alınca durumun ciddiliğini kavradı.
1710′da
Padişah lll. Ahmed’in de hazır bulunduğu bir toplantıda daha fazla zaman
kaybedilirse Rusların saldırısına uğrama ihtimalinin olduğu belirtildi. Barış
taraftarı olan padişah bu durumdan sonra savaşa karar verdi.
8 Şubat 1711 tarihinde eyaletlere savaş
hazırlığına başlamaları emredilerek ordunun Hızır günü yani 6 Mayıs
1711’de Edirne’de
toplanacağı bildirildi. Bu arada Akşehir Sancak Beyi olan Kurt Mehmet
Paşa’ya da Ordu’yu Hümayuna katılmalarını bildiren kesin hükümler geldi. Kısa
zamanda sefer hazırlıklarına başlayan Kurt Mehmet Paşa, Akşehirli tımarlı
sipahileri ve diğer askerleri topladı ve uzun bir sefere gidecekleri için yoğun
bir hazırlık yapılmasını istedi.
Yaklaşık
bir aylık bir hazırlık dönemi sonunda baharın gelmesiyle yollar açılmıştı ve
Nisan ayı başlarında Kurt Mehmet Paşa komutası altında Akşehirli askerler
İstanbul’a doğru yola çıktılar.
6
Mayıs 1711 tarihinde Çarşamba günü Akşehir Sancak Beyi Kurt Mehmet Paşa
önderliğindeki Akşehirli askerler Kağıthane ile Eyüp arasında uygun bir yerde
padişahın önünde bir geçit resmi yaptılar. Bu geçit törenini çok beğenen
Padişah lll.Ahmet, Kurt Mehmet Paşa’ya rütbesine göre hi’latler giydirdi. Bir
an önce Ordu’yu hümayuna gitmelerini sağlamak üzere yanlarına mübaşirler
katıldı. Askerler Edirne’ye doğru yola çıktılar.
Sadrazam
Baltacı Mehmet Paşa komutasında yaklaşık 120 bin kişilik ordu
Edirne’de toplandı. Baltacı Mehmet Paşa, 120.000
kişilik bir orduyla Tuna'yı geçerek Eflak'a girerken, Osmanlı donanması da
Karadeniz'e açıldı. Osmanlı kuvvetleri, Kırım Ordusunun da desteği ile Rus
birliklerini Prut Nehri kıyısında Stanileşti kasabası yakınında çember içine
aldılar. O an için kurtuluş imkânı bulunmayan Rus Çarı Petro, Moskova'ya bir
mektup yazarak durumun zorluğunu ve ümitsizliğini anlattı. Çariçe I.
Katerina araya girerek Osmanlı Devleti'ne barış teklifinde bulundu.
Hem Kırım Hanı, hem de İsveç Kralı saldırıya geçilip Rus ordusunun yok
edilmesini savunuyorlardı. Ancak Baltacı Mehmed Paşa,
Deli Petro'nun ordusunun etrafını sarmışken, isyan belirtileri gösteren
Yeniçerilere güvenmemesi nedeniyle barışı kabul etmiştir.
22 Temmuz 1711'de
taraflar arasında bir antlaşma yapılmıştır. Antlaşmanın imzalanmasından Sultan
III. Ahmed de memnun olmuştu. Ancak ordusunu muhasaradan kurtaran Çar I. Petro'nun,
vaatlerini yerine getirmemesi, sadrazama karşı İstanbul'da bir muhalefet
grubunun oluşmasına yol açtı.
Baltacı ile Katerina arasında ne tür bir ilişki
kurulduğuna dair zaman içinde geniş kapsamlı söylentiler, tartışmalar ve
literatür oluşmuştur. Ancak bilimsel anlamda yapılan araştırmaların, Prut
Savaşı sırasında Baltacı ile Katerina arasında bir buluşmanın gerçekleşmediğini
ortaya koyduğu söylenmektedir.
Ordu ile
Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa Eylül'de Edirne'ye geldi. 20 Kasım 1711'de III. Ahmet'in emriyle
sadrazamlıktan azledildi. Sadrazamlıktan azledilmesinden sonra Baltacı Mehmet
Paşa kalebentlikle Midilli adasına sürüldü. Ardından Temmuz 1712'de Limni adasına sürgüne gönderildi. Eylül 1712'de Limni adasında vefat etmiştir.
Akşehir
Sancak Beyi Kurt Mehmet Paşa sefer sonrası görevden alınmıştı. Yanındaki bir kısım Akşehirli asker geri
döndü. Boşta kalan Kurt Mehmet Paşa’ya 16 Aralık 1713
tarihinde Akşehir sancağı tekrar verildi. Fakat 6 Nisan 1714 tarihinde Bozoklu
Mehmed Paşa, Akşehir Sancak beyliğine atandı ve Paşa’nın Akşehir’deki görevi
sona ermiş oldu.
Kaynaklar:
1-Silahdar Fındıklılı Mehmet Ağa (1969)
Nusretname . Milli Eğitim Basımevi İstanbul.
2-Mehmet Süreyya Sicill-i Osmani. Tarih Vakfı
Yayınları.