23 Ekim 2017 Pazartesi

EVLİYA BİR BABANIN OKUMUŞ OĞULLARI (Seydi Mahmûd Hayran’ın Oğulları)

                

SEYDİ MEHMET
Seydi Mehmet, Akşehir’e büyük bir külliye kuran kutupların kutbu Seyyit Mahmûd Hayran’ın üç oğlunun en büyüğüdür.  Zamanının büyük alimlerinden biri olduğu kayıtlarda mevcuttur.
 1200’lu yıllarda Akşehir’de bol miktarda zaviye ve medrese vardı. İşte bu eğitim kurumlarında Seydi Mehmet küçük yaştan itibaren eğitim almaya başladı. Özellikle babası Seyyit Mahmûd Hayran Zaviyesinde hem bilgi hem de görgü yönünden kendini yetiştirdi. Sağlığında babasının en büyük yardımcısıyken 1268 yılında babasının ölümü üzerine Seyyit Mahmûd Hayran zaviyesine Şeyh oldu.
Aynı zamanda zaviye vakfının da yönetimini eline aldı.
            Seydi Mehmet’in Seydi Ali isminde bir oğlu olduğunu mezar taşlarından anlıyoruz. Seyyit Mahmut Hayran türbesinde bulunan üç sandukadan biri bu Seydi Ali’ye aittir.
 SEYDİ MUHYİDDİN
Seydi Muhyiddin, Türkiye Selçuklu’sunda Akşehir’de yaşayan gönül erlerinden biri  olan Seyyid Mahmud Hayran’ın üç oğlundan biridir. Döneminde Selçuklunun ileri gelen şairlerinden birisi idi.
Seydi Muhyiddin’in yaşadığı devirde Akşehir’de Emir Yavi Medresesi, Taş Medrese, Kadı İzzeddin ve Nasreddin Hoca Medreseleri vardı. Ayrıca babasının dini eğitim verilen büyük bir tekkesi bulunmaktaydı. Şiir yazabilecek şekilde Farsça, Arapça ve Türkçeyi bilmesi iyi bir eğitim aldığını gösterir.
F. Nafiz Uzluk, Hollanda Leiden Üniversitesi kütüphanesinde 1094 numaralı Selçuklu şairlerine ait bir cönkte, Seyyid Muhyiddîn’e ait birçok manzumenin olduğunu görmüştür.  Cönkler uzunlamasına açılan deri kaplı defterlerdir. Her ne kadar cönklerde genel anlamda saz şairlerinin şiirleri yer alsa da, salt saz şairlerince yazılmış şiirlere yer verildiğini söylemek doğru olmaz. Çok sık olmasa da divan şairlerine ait şiirleri de ihtiva ederler. Dini bilgiler ihtiva eden, çeşitli  hutbe ve vaaz metinleri barındıran dini ağırlıklı cönkler de mevcuttur. Seydi Muhyiddin duygu ve hislerini şiir olarak yazdığı bu cönk ne yazık ki ülkemizden çok uzaklarda kalmıştır.
Seydi Muhyiddin, 3 Rebiülevvel 731/11 Nisan 1331 tarihinde vefat etmiştir. F.Nafiz Uzluk, vefatının ardından Seydi Muhyiddin’e bir çok mersiye yazıldığını belirtir.(Uzluk 1952: VIII-IX). Ağıt anlamına gelen bu mersiyeler, Seydi Muhyiddin’in şairlerin bulunduğu bir ortamda yaşadığını ve çok sevildiğini göstermektedir.
Aynı adı taşıyan torunu ve torununun torunu olan Seydi Muhyiddin’in  Seydi Ali isimli bir oğlu vardı.
SEYDİ NECMEDDİN
Seydi Necmeddin, Selçuklu devri büyük din alimlerinden Seyyit Mahmut Hayran’ın üç oğlundan biridir. Adına Akşehir’de bir mescit yapılmıştı.
Amcası Necmeddin Ahmet ile aynı adı taşıdığı için karışıklığı önleme adına İ. Hakkı Konyalı ismini Necmeddin Çelebi olarak verir. Vakıf defterlerinde ise adı Seydi Necibeddin’dir.
Akşehir’de Seydi Necibeddin adına yapılan mescit için bir vakıf kurulmuştu. Fatih Sultan Mehmet ve II. Beyazit dönemlerinde yapılan vakıf defteri kayıtlarında böyle bir vakfa rastlanılmıyor. Ancak Kanuni devrinde yapıldığı söylenen vakıf kayıtlarında ve III. Murat dönemindeki vakıf kayıtlarında Seydi Necibeddin Vakfı mevcuttur. Bu durum bize mescidin ya başka bir ad taşıdığı ve sonradan eski adını aldığını ya da önceleri harap olan mescidin zamanla tamir edildiğini gösterir. 1535 yılı Karaman Vilayeti vakıfları kayıtlarına göre:
Seydi Mahmûd Hayrân’ın Öz Evladı Seydi Necibeddin Vakfı
Her gün dört kitapçık halindeki cüzden Kur’an okuması için
Nakit olarak gelir:14.000                  Senelik:1400
Masraflar
Vakfı yönetme giderleri
Vakıf yönetimi Vakfiye uyarınca evladından daha sonra gelen oğulları yok oluncaya kadar devam edecektir.
Her gün Kur’an cüzi okuyan 7 kişinin giderleri günlük:1 senelik:1.400” şeklinde kayıt vardır.
Yine aynı defterde bu mescidin şeyhi için ayrı bir kayıt vardır. Buna göre:
“Seydi Mahmûd Hayrân’ın Öz Evladı Seydi Necibeddin Vakfı
Pazartesi ve Perşembe günleri Vemlili Mescidi Şeyhi için
Nakit olarak:1000
Senelik:100
Masraflar
Vemlili Mescidi giderleri, dört kişinin her birisi için::25 senelik:100” şeklinde ikinci bir kayıt vardır.
Bu kayıtlardan yola çıkarsak Seydi Necibeddin’in Seydi Mahmûd Hayran’ın öz oğlu olduğu ve onun gözetimi altında iyi bir eğitim aldığını söyleyebiliriz. Kendi gelirleri ile bir mescit yaptırdığını ve bu mescitte şeyh olduğu açıkça belli oluyor. Yine Kur’an okumaya büyük önem verdiğini öyle ki bu iş için bir vakıf kurmuş ve her gün 7 kişi 4 cüz okumasını vakfiyesine almıştır.
Ayrıca Akşehir’de yaptırdığı mescidi Osmanlı’nın ilk döneminde harap olduğu ve daha sonra tamir edilerek Vemlili Mescidi olarak anıldığı anlaşılmaktadır.

Dini yönden iyi yetişmiş olduğu belli olan Seydi Necibeddin’in ölüm tarihi bilinmiyor. Yine günümüze kadar gelen soy şeceresinde çocuklarının ismi verilmiyor. Ancak vakfiye kayıtları oğullarının olduğunu kanıtlıyor.