Osmanlılar
döneminde "İlm-i nücum" denilen yıldız ilmiyle yani astronomi ile
uğraşanlar ulema adını taşıyan din alimleri idi. Bunlardan biri de Said Mehmed
Efendidir.
Said Mehmed Efendi Akşehirlidir. Doğum
tarihi belli değildir. Küçük yaşta kendini ilme vermişti. Daha fazla ilim
öğrenmek için İstanbul’a geldi. Zamanın ileri gelen alimlerinden dersler alarak
kendini yetiştirmiştir. Din bilimlerinin yanı sıra yıldız bilimine de merak
salmış ve bu konuda da dersler almıştır.
İlk olarak Şehzade Camisi’nde öğretmen olarak yani
müderris olarak ders vermeye başlamıştı. Ayrıca Şehzade Camii muvakkidi yani
namaz vakitlerini belirleyen kişisi olmuştu. Muvakkitler namaz vakti yanı sıra
imsakiye ve takvimleri de belirlerdi. Bunun için gökyüzündeki güneş, ay ve
yıldızların hareketleri gözetliyordu. Osmanlı da bu işlerin rahat yapılabilmesi
için cami yanlarına iki odalı binalar yapılıyordu.
Tarih öncesi çağlardan bu yana
gökyüzü, dünyanın her yerindeki kültürlerden insanların ilgisini çekmiştir.
Gökyüzünü inceleyen Astroloji ve astronomi, esas itibariyle XIX. yüzyıla kadar
tek bir ilim olarak kabul edilmiş ve bu deyimler astronomi ve astrolojiyi yahut
da bu ilimlerin her ikisini birden tanımlamak için kullanmıştır. İslam
medeniyetinde müneccim kelimesiyle hem astrolog hem de astronomlar ifade
edilmekteydi. Böylece gökyüzü hareketlerini inceleyen Said Mehmed Efendi
müneccim unvanını almıştı.
Osmanlı’da müneccim olmak için birincisi,
takvim hesabını yapmak ve usturlab aletinin nasıl kullanıldığını bilmek;
ikincisi, nücûm ilmine giriş, yıldızların ve burçların tabiatlarını ve
mizaçlarını bilmek; üçüncüsü, yıldızların hareketlerini hesap etmeyi, zîc
yapmayı ve takvim yapmayı bilmek; dördüncüsü, hey’eti, yıldızların hareketlerine
dair hendesi delilleri, doğru olarak bilmektir. Bu son mertebeye gelen bir
kimse, artık müneccim olmuştur. Said Mehmet Efendi müneccim olabilmek için
öncelikle iyi bir matematik öğretiminden geçmiştir.
Osmanlı Tarihi'nde padişah
cülusu, doğum, savaş ilanı, ordunun hareketi, sadrazamlara mühür verilmesi,
denize gemi indirilmesi, sultan düğünü gibi durumlarda Müneccimbaşılarından
bilgi istenirdi. Saray'da 1 müneccimbaşı, 1 müneccim-i sani ve birkaç
müneccimden oluşan grup, yıldızlardan uygun zamanları tespit ederek padişah’a
bildirir ve buna göre hareket edilirdi; Bu sebeple Osmanlılarda müneccimlik
önemli bir itiyat olarak benimsenmiştir.
Her yönüyle kendini iyi
yetiştirmiş Akşehirli Said Mehmed Efendi müderrisliğinin yanı sıra iyi bir
şairdi. Kısa zamanda sarayın dikkatini çekti ve sarayın müneccim kadrosuna
alındı. Burada başarılı çalışmalar yaptı ve müneccim-i sani yani ikinci
başkanlığa getirildi.
Müneccim-i sâniler de
müneccimbaşılar gibi ilmiye sınıfından, ilm-i nücûm ile ilm-i hey’et bilen
kişiler arasından seçilirlerdi. Müneccim-i sânilerin ekserisi, müneccimbaşının
görevden ayrılmasından sonra yerine müneccimbaşı olurken, bazıları çeşitli
sebeplerde terfi edemeden vefat etmişlerdir. Bunlardan biri de Said Mehmet
Efendidir. 1746 yılından itibaren yirmi altı sene müneccimbaşılık yapan
Fethiyeli
Halil Efendi yüzünden müneccimbaşı pozisyonuna terfi edemeden Müneccim-i sani
iken 1748 yılında vefat etmiştir.
Kaynak:
Mehmet Süreyya, Sicilli Osman-i, Tarih Vakfı yayınları