Ebülhayr Rumi tarafından
1480 yıllarında derlenen ve kitap haline getirilen Saltukname’de Nasreddin Hoca
ile ilgili olarak iki yerde bilgi verilmiştir. İkinci olarak kitapta Saltuk’un Nasreddin
Hoca’nın evine gitmesi ve Nasreddin Hoca’nın Hanımından Nasihat ve dua alması
anlatılıyor. Bu duanın yıllar içerisinde geleneksel olarak her yıl yapıldığı ve
bunun karşılığında bir ücret aldığını belirtiyor. İşte kitapta 180-181’de yer
alan Nasreddin Hoca ile ilgili kısım:
Günümüz Türkçesi ile:
“Daha sonra
gelen Efendi orada durdu. Hoca Nasreddin’in evine geldi. Kapıyı çaldı. Eşi
kapının artına gelip;
“-Kimsiniz?” dedi. Efendi dedi ki:
“-Ben Saltuk Şerif’im, Hani, Hoca nerededir? Daha sonra
Nasreddin Hoca’nın eşi dedi ki: “-Efendi! Hoca Sivrihisar’a ve Karahisar’a
gitti. Efendi dedi ki:
“-O yerler ekseriya kâfirliktir. Orada neyler?” eşi dedi ki;
“- Sivrihisar’ın yöneticileri haber verip dedi ki, gelsin
bize biraz akıl versin, eller gibi bizde akıllanalım ve Karahisar’da olan
Ermeniler demişler ki; “Nasreddin akılsız bir Türktür. Kim görürse onu sakalına
güler, buraya gelse de birazda biz gülsek” demişler” ondan sonra o da gitti ki
varıp onların sakallarına biraz gülüp ondan sonra gele”dedi. Daha sonra efendi
dedi ki:
“-Hayf bize
birkaç nasihat etsin diye gelmiştim. Bulamadım.”dedi. Nasreddin Hoca’nın eşi
dedi ki:
“ -Ben size
birkaç nasihat edeyim kabul ederseniz.” Efendi dedi ki:
“-Buyur gel
Nasihatini duyalım.” Eşi dedi ki:
“Nasihatim
budur ki, evvela bu dünyada günahkâr, zina yapan ve yalancı, kötü ve arabozucu
kimselerle ilgilenme ve arkadaşlık etme. Yabancı kişilerden kendini sakın ve
malına fazla güvenme. Kadınlara önemli işlerde/onlara danışıp onlara sır verme.
Dilinden tövbe ve istiğfarı eksik etme. Kendi nefsin için ne istiyorsan her
mümin içinde onu iste. Allah’tan korkup ve Resul’den utanasın. Ahret için bu
dünyada salih ameller yapasın. Yaramazlıklardan kaçasın ve başkalarına
yaramazlık etmeyesin. Okur-yazar olmayandan yani cahilden sakınasın. Her zaman
gönlün kararmaya başladığında ilahi sırlar sana görülsün ve onları bilesin.
Dilinin aynası (göstergesi) Hakkı
göstersin” dedi. Saltuk, bu nasihatleri ahret bacısından duyunca
kendinden geçip yüz altın verdi ve atına binerek gitti. Naklederler ki, her yıl
Saltuk, Nasreddin’e ve hatununa hediyeler ve armağanlar gönderirdi. Hoca ve
hatunu da ona dualar gönderirdi.
Daha sonraki yılların birinde Saltuk armağan göndermedi.
Onlarda ona dua göndermediler. Saltuk hediye gönderdi ve dedi ki:
“-Bizimle dostluk böylemi olur?” Saltuk’un gönderdiği adama
Nasreddin Hoca dedi ki:
“-Beyim, siz bilmez misiniz ki, masalı meşhur olan “ Boş
torba ile at tutulmaz.” Erenlerin yanında bu bir hatadır.” Daha sonra Hocanın
yanına gelen adam dedi ki:
“- Bir dua et bizlere, elli
şiniklik tahıl ölçeği ile buğday
getirelim.” Hoca:
“-Bir kile
olsun hemen hazır olsun, erenler duayi hazır ederler, gaiptekiler hep beraber
amin derler ama veresiye dua olmaz.” dedi.
O şahıs
vardı buğdayı aldı, geldi. Hoca dualar eyledi. O kişinin malı öyle çoğaldı ki
rızkının hesabını bilemezdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder