11 Aralık 2014 Perşembe

AKŞEHİR ÜZÜMÜ VE “HAYRIN OLSA SULTANINA OLURDU”


            Akşehir’deki bağlar ve üzümü pek çok tarihi kaynakta yer almıştır. Selçuklular devrinde Akşehir’de yoğun bir şekilde üzüm yetiştirilmiştir. Özellikle o devirden kalma vakfiyelerde Akşehir’in dört bir yanında var olan bağların vakfedildiğini görmekteyiz. Örneğin Akşehir Alanyurt köyündeki Hacı İbrahim Sultan Vakfı’nda, Akşehir’de bir üzüm bağı, Akşehir’de Hacı Adil Bağı, Mâruf Köyü'nde Kârkâ üzüm bağı, Mâruf Köyü'nde Kadı bağı denilen üzüm bağı, Nadir Köyü'nde üzüm bağı vakfiyede yer almaktadır.
Yine Seydi Mahmud Hayran Zaviyesi Vakfı gelirleri arasında bağlar yer almaktadır. Örneğin, Bürçek Köyündeki  bağın arazisi,  Akşehir’deki Polad bağı, Kozağaç köyündeki bağ, Eğrigös Köyü’ndeki (günümüzde Doğrugöz) bağın iki sırası, Nadir( günümüzde Atakent) köyündeki bağın bir bölümü, Eğrigös köyündeki diğer bir bağın 2 bölümü, Yenice Köyündeki ekinlik olan bağ gibi vakıflar vardır.
O devirde buralarda yetişen üzümler padişahların, beylerin ağzına layıktı. Hediye olarak onlara Akşehir üzümü götürülürdü. Şikari’nin Karamannamesi’nde Akşehir üzümünün yer aldığı bir tarihi vaka anlatılmaktadır. Bu esere göre:  Karamanoğlu Beyi II. İbrahim Bey, Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethettiği yılda vefat eyledi. Bir Veziri var idi.  Adına Ahmed Paşa derlerdi. İb­rahim Han, Ahmet Paşa'yı İstanbul'a, mübarek bâd'a (kutlamaya) gön­derdi: Ahmet Paşa varıp, İstanbul’da üç ay kaldıktan sonra İbrahim Bey'in mubarek bâd (kutlama) mektubunu verdi.
Bir gün Fatih Sultan Mehmet, Ahmet Paşa'yı tenhaya çağırıp bir miktar zehir verdi. Dedi ki:
“-Eğer Karamanoğlu İbrahim Han'a verip helâk edersen, diyarı Karaman'ı sana ebedî veririm” dedi.
Veziri bîdin (dinsiz) zehri alıp, Lârende'ye(Karaman’a) geldi. Meğer son güz ayı idi. Akşehir’den çok miktarda yaş üzüm alıp geldi, ol zehri bir salkım üzümün içine zarafetle işledi. Bir tabağa gayri (başka) üzüm koyup İbrahim Han'ın önüne gö­türdü. İbrahim Han üzümü görüp, taze üzüm hoş geldi ve yedi.
“-Daha var mı?” diye sual eyledi.
“-Vardır” deyip  hain Vezir, zehirli üzümü götürdü, İbrahim Han alıp yedi. Daha sonra zehir etkisini gösterdi ve  İbrahim Han yıkıldı. Alıp sarayına götürdüler. Yirmi altı gün yattı, Ondan sonra öldü.
Bir rivayette göre ise kendi eceli ile vefat etmiştir. Doğrusu ise yukarıdaki gibidir.  Çünkü Osmanlı­ların zehir verdiğini söyleyen oğlu Kasım Bey'dir .
Ahmet Paşa zehir verdiği saat kaçıp, İstanbul'a gitti. Sultan Mehmet buyurdu. Ahmed Paşa'yı astılar, dediler ki:
“-Hayrın olsa Sultanına olurdu”.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder