IV.Murat,
Şeyhülislam Yahya Efendi’ye ziyadesiyle sevgi ve itimat gösteriyordu.
Hatta, kendisini Bağdat ve Revan seferlerine birlikte götürmüştü. Bu seferde,
Padişahın Akşehir’e geldiği günün sabahı kasabanın güneyindeki Baş
Tekye Mesiresi padişah tarafından şereflendirilmiş idi. Akşam üstü padişah
gezinti sırasında bir pencerenin üzerine:
Bahiştden kıt’adur hakkâ ki bu
işretgeh-i zibâ
Buna dâhil olan mürde olubdur zevk ile
ihya (1)
Murâdi feth-i İrandan kaçan kim gitdi
Bağdâd’a
Tena’um eyledi içdi bu kevserden
şarâbâsâ (2)
Nazımını yazarak Yahya Efendi’ye
tanzirini ferman buyurmasıyla, efendi dahi gurûbdan önce Padişahın şiirinin
altına aşağıdaki beyitleri yazmıştır.
Zihi cây-ı ferah-bahş-i sefâ-güster
hayât-efzâ
Nebâtından yese bir murg ola ol tûti-i
gûyâ (3)
Behiştûn kıt’ası dirdüm veli reşk-i behişt olmuş
Kedûm-i padişahıyle bu nüzhetgâh-ı bi-hemta (4)
Suyun kevser diye nazmında övmüş ol
şeh-i adil
Hoşâ pâkize nazm-ı ruh-bahş âb-ı
letâfet-za (5)
Diye ihlas ile yerde beşer gökde melek
amin
Duâ itdikçe ol şah-ı cihana sıdk ile
Yahyâ (6)
Günümüz Türkçesiyle söyleyecek
olursak,
Padişah IV Murat:
1-Bu güzel işret(içecek) mahalli
doğrusu cennetten bir parçadır. Buna dahil olan ölü, zevk ile dirilmiştir.
2-Muradi, İran fethinden sonra
Bağdâd’a gidince rahat etti, bu kevserden şerap gibi içti.
Şeyhülislam Yahya Efendi ise,
3-
Hayat artıran, safâ yayan, ferah bahşeden ne güzel bir yer. Nebatından yiyen
bir kuş, konuşan papağan olur.
4-Bu eşsiz gezinti yeri “cennetin
parçası” derdim, lakin padişahın ayak basması ile cennet onu kıskanır olmuş.
5-O adil padişah şiirinde onu kevser diye övmüş. Ne hoş letâfet doğuran
su...
6- Yahya sıdk ile o cihan padişahına
dua ettikçe yerde beşer (insan), gökte melek ihlas ile “amin” diye.
Kaynak: Naci, Muallim(200) Osmanlı
Şairleri. Ankara: Akçağ Yayınları,
Sayfa 46-47
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder