26 Kasım 2016 Cumartesi

AKŞEHİRDE YOK OLAN BİR SELÇUKLU ESERİ: ŞEYH MUİNU’D-DİN ZAVİYESİ

Türkiye Selçukluları devrinde Akşehir’de kurulan Şeyh Muinu’d-din Zaviyesinden günümüze birkaç vakıf kaydından başka hiçbir şey kalmamıştır. Anadolu topraklarında Müslümanlığın ve Türklüğün mührü olan bu zaviyeleri bilmemiz gerektiğine inanıyoruz. Bu amaçla çalışmalarımıza yön verdik.
Şeyh Muinu’d-din Zaviyesi, Akşehir’in Kileci Mahallesinde kurulmuştu. Kurucusu  Şeyh Muineddin’dir. Şeyh, kendisine bağlı insanları tarikat kuralları içinde yetiştiren bir eğitimcidir. Muineddin ise din yayılmasına ve öğretilmesine yardımcı olan kişidir.  Selçuklular devrinde Muinuddin insanların ön ad yerine kullandığı bir lakaptı. Muinuddin ön adı aynı zamanda zaviye kurucusunun İran’dan göçerek geldiğinin bir göstergesidir.
Şeyh Muinuddin yaptırdığı zaviyesinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere “Şeyh Muinu’d-din Zaviyesi Vakfı”nı kurmuştu. Bu vakfın gelirlerinin üçte biri ile Şeyhlik makamının masrafları karşılanırken üçte ikisi ile konukların yemek masrafları karşılanıyordu.
Akşehir Karamanoğulları hâkimiyetinde iken kayıtlara göre Şeyh Muinu’d-din Zaviyesi gelirleri Kileci Mescidi Mahallesi Kethüdası Hacı Ali’nin tasarrufunda idi. Kethüda Hacı Ali imam ile birlikte mahallenin tüm işlerinden sorumluydu. Karamanoğlu Sultanı İbrahim Bey, “Şeyh Muinu’d-din Zaviyesi Vakfı’nın mutasarrıfı olduğuna dair Hacı Ali’nin oğlu Yusuf’a bir mektup vermişti. Akşehir, Osmanlı hâkimiyetine girince bu mektup esas alınıp 1476 yılında düzenlenen vakıf kaydına göre, vakfın gelirleri; Bu zaviyeye bitişik bahçe, Atsız köyünde yer, Akşehir deresinde değirmen, şehir sınırında yer ve Mukbil mahallesinde ev kirası olmak üzere zaviyenin geliri 348 akçe idi.
1483 yılı vakıf kaydında ise eski defterde Hacı Ali oğlu Yusuf’un tasarrufunda olduğu yazılı iken kardeşi Piri tarafından tamir ettirilirken önemsiz işleri geciktirdiği için üzerinden kayıt alındı. Eski Divane Seyyid’e verildi,  fakat bina harap oldu. Çoğunluğun şahadetiyle tekrar yukarıda adı geçen Piri’ye olamayacak nedenlerle yazıldı. Bu tarihte vakfın gelirleri:
“Yukarıda adı geçen zaviyenin bahçesine bitişik fakat ekime elverişli olan arazi senelik 40,
Maslahat mahallesindeki bir evin arazisi,
Eve alınıp ücret verilen sudan başka ev suyunun verildiği Akşehir Su’yu ile çalışan değirmen sene 24
Şehir sınırındaki arazi senelik 40,
Atsuz Köyünün sınırındaki arazi senelik 20
Yekün: 120 akçe geliri vardı.
            1500 tarihinde zaviyenin mutasarrıfı Hacı Ali’nin oğlu Piri idi ve bu tarihteki geliri 127 akçe idi. Şeyh Muinuddin Zaviyesinin geliri 1524’te 124 akçe idi. 1535 yılı kaydına göre ise:
“Şeyh Muineddin Zaviyesi Vakfı
Bademli denilen yerdeki bahçe arazisi, 1 parça senelik 20
Şehir sınırında olan Kozağaç yakınlarındaki arazi senelik .140
Harap vaziyetteki değirmenin arazisi,
Şehir sınırındaki kiralık yer senelik:300
İshak ve Hacı Paşa evlerinin arazileri: 20
Sevindik’in evinin arazisi:6
Yekün: 460
Şeyhlik makamının masrafları üçte bir 140
Misafirlerin yemek ücretleri üçte iki 280”
             Şeklinde kayıt vardır.  Bu vakfın geliri 1584’te ise azalarak 164 akçe olarak kaydedilmiştir.
            Dini eğitimlerin yanı sıra gelen konuklarını üç gün ağırlayan ve bedava yemek veren bu zaviye zamanla Akşehir’deki görevini tamamlayarak tarihteki yerini almıştır.


1 yorum:

  1. Çok güzel paylaşımlar. Ellerinize sağlık.
    Kasim Şen
    Kasimsen @ hotmail . Com

    YanıtlaSil