23 Kasım 2016 Çarşamba

MEŞHUR ÖKESLİ HOCA: HACI ALİ EFENDİ

Değerli alimlerden bir zat olup Akşehir’in Ökes (Yaylabelen) köyünde doğmuştur. Hacı Ali Efendi, İmam Birgivi soyundan ve Konya’nın Sille nahiyesinden olup babası imamlık için Ökes köyüne gelen Ömer Osman’dır.
Ökesli Hoca, ilk eğitimini babasından almıştır.  Hafızlığını babasının yanında tamamlamıştır. Daha iyi yetişmesi için babası tarafından Şarki Karaağaçta müderris olan Hacı Süleyman efendiye teslim etmiştir. Hacı Süleyman Efendi’nin vefatından sonra Şarki Karaağaç Müftüsü meşhur alim Rüşdî Ahmed Efendi (Karaağacî)’ye talebe oldu ve ondan icazet (diploma) aldı.
 Bazı kaynaklarda adı Hacı Ali Rıza Efendi olarak geçen Ökesli Hoca, daha sonra Kayseri’ye giderek üç yıl süren yükseköğretimini tamamlamış ve Akşehir Ökes köyüne dönerek medresesini açmıştır. Medresede ilmi faaliyetler devam ederken ünü bölgeye yayılmış ve camilerde verdiği vaazlar Akşehir halkının dikkatini çekmişti. Hacı Ali Efendi zamanla halkın ilgi ve sevgisini kazanmış Akşehir Müftüsünün çok yaşlanması üzerine müftünün de onayı alınarak Akşehir müftülüğüne getirilmiştir.
Akşehir’e müftü olarak gelen Hacı Ali Efendi şimdi Kızılay Aşevi’inin olduğu yere medresesini açmış ve eğitime devam etmiştir. Meşhur talebelerinden biri Konya’dan Gevreklili Hacı Abdülkadir Efendi (1831-1904) idi.  Yaptığı ilmi çalışmalar o devirde Konya Valisi’nin dikkatini çekmiş ve Konya’ya çağrılarak onurlandırılmıştır.
Ökesli Hoca yazdığı eserleri alarak İstanbul’a gider ve Şeyhülislam ile görüşür. Şeyhülislam, Padişah Abdülaziz ile bir görüşme ayarlar. Padişah ile görüşen Ökesli Hoca Padişah’tan büyük bir hüsnükabul görür.   Eserlerini basmak için Padişah bütün masraflarını karşılayacağını söyler, kitaplar basılır ve develerle Akşehir’e gönderilir.
Hacı Ali Efendi, sofrasında misafir bulundurmayı severdi. Bunun için her yemekte en az üç sofra hazırlanırdı. Yedirip içirmesi bol idi. O nedenle Akşehir çevresinde “Ökes’te davetin mi var?” sözü o devirden beri söylenegelmektedir.
Ökesli Hoca, 1869 yılında 83 yaşında iken Akşehir’de vefat etti ve kabri Nasreddin Hoca mezarlığındadır.
Hacı Ali Efendi’nin eserlerinin çoğu basılmıştır ve eserleri şunlardır:
1-Muhtasar Düsûkî: Tam adı “El Haşiye Ala Muhtasar  es-Saad-ı Muhtasar ed-Düşüki ala Muttasar el-maani” dir. Bir cilt 24cm boyundadır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanesinde bir adet vardır.
2- Şerhu Kaside-i îsna Aşeriye: 1864 yılında basılan bu kitap on iki imama yazılan bir övgü şiirine konulan şerhtir. İstanbul’da basılmıştır.
3- Telhisul Esasi — Bina Şerhi: Hicri 1306 yılında İstanbul’da Matbaa-i Amire’de basıldı. Arapça dil öğretimini kapsamaktadır. ilk baskısı 1856 yılında yapılmıştır.
4- Şerhu Ebyati'l-Kâfiyeti ve'l-Câmi: Her konuda hadislerin yer aldığı kafiyeli beyitlere yazılan şerhtir.
5- Kıyasiyyetü'l-Fenari: Osmanlı’nın ilk Şeyhülislamı olan Molla Fenari’ye yapılan bir kıyaslamadır.
6- Şerhu Risaleti'l-Vaziyyeti'l-Adudiye: Felsefi konularda yazılan bu risaleye bir şerh yazmıştır.
7- Şerhu Adabi'l-Birgivi: Birgivi’nin münazara adabına dair küçük bir eserine yazılan şerhtir
8- Kaside-i Lâmiye Mine’l Kelam: Lam harfi ile sona eren kelam üzerine olan övgü şiirleridir.
9- Şerhu Risale-i Taşköprü minel Âdap: Taşköprülüzade’nin Adap üzerine yazılmış risalesine ait bir şerhtir.
Not: Şerh: bir kitaba açıklama, yorumlama yapmaktır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder