868(M.1463/1464)
yılında Karamanoğlu İbrahim Bey’in vucüdü bu dünyadan ayrıldı. Geriye yedi oğul
birakmıştı. En büyük oğlu İshak bey bir cariyeden doğmuş olmakla İbrahim bey’in
gözünün nuru idi. Bunun için sağken İç-il yöresini ona layik görmüştü ve en
kıymetli eşyalarını ona emanet etmişti. Öteki oğulları yani, Pir Ahmed,
Karaman, Kasım, Alaaddin, Süleyman ve Nure Sofu ise Sultan Murat hazretlerinin
kız kardeşi olan soylu hatundan doğmuş olması nedeniyle İbrahim Bey’den yüz bulamadılar
ve aralarında anlaşarak Konya’yı
kuşattılar. Bu sırada Karaman Beyi İbrahim Bey vefat etti. Pir Ahmet Bey,
Konya’da beylik postuna oturdu. Süleyman ile Nure-Sofu Sultan Mehmet Han Gazi
kapısına sığınmakla baştacı edildiler ve verimli tımarlarla iltifat
görmüşlerdi.
İshak Bey,
Uzun Hasan’dan yardım istedi ve karşılığında para vereceğini vaat etti. Bunun
üzerine Uzun Hasan asker göndereceğini belirtti. Bunu duyan Konya’daki Pir Mehmet, Fatih Sultan
Mehmet’ten yardım istedi. Uzun Hasan Karaman
ülkesini yağmaladı. İshak Bey’i Karaman tahtına oturttu.
İshak bey,
Padişahın Pir Ahmet Beyi destekleyip yardımda bulunacağını öğrenince
zamanındaki bilginlerden Molla Sarı Yakup oğlu Ahmet Çelebi’yi elçilik
göreviyle göndermiş ve kardeşlerine yardım edilmediği takdirde Akşehir ile
Beyşehir’i armağan olarak sunacağını bildirmişti. Fatih ise Server Çavuşoğlu
Çavuşbaşı Ahmet Bey’I İshak bey’e yollayarak şöyle buyurdu. Bize arz ettiği
peşkeş daha önce yasalara uygun olarak satın alınan yerler olmakla apaçik bize
ait olduğundan gayrı, gücümüzün parlaklığı ve ateş saçan kılıcımızın
vuruşlarıyle de kaç kez yönetimimiz altına girmişti. Bu güne armağan sözü
eylemek, kutlu ölmüşü azat etmektir. Kardeşlerinin düzeninden emin olmak
dilerse, Çarşanba suyunu hudut kesip beri yakasını keremli beylerimize teslim
etsin.
Ahmet bey
kendisine verilen elçilik görevini yerine getirdiğinde, ne razı olduğuna, ne de
kabul ettiğine ilişkin bir yanıt çıkmadı. Ahmet Bey’de bu sıkıntılı haberle
dönüp tahtkentine geldi ve İshak bey’in Uzun Hasan’ın desteğine güvenerek serkeşlik ettiğini
belirtti. Bunun üzerine Padişah, Pir Ahmet Bey’e ettiği vadi uygulamaya
koyuldu. Antalya Beyi Hamza Bey’i bazı
sınır beyleriyle birlikte Pir ahmet Bey’e koşup, sayısız ağır askerle Karaman
diyarına yolladı. Ermenek’te ve bir söylentiye göre Dağ Pazarı’nda iki taraf
tutuştular. İshak Bey bozguna uğrayip,
hazinesini alıp Uzun Hasan ülkesine kaçtı.
Hatunu ile bir oğlu Silifke kalesinde kaldı. Pir Ahmet Bey, Padişahın
yardım kuvvetlerinin desteği ile Karaman diyarını ele geçirip İç-el’e de el koydu. Sadece Silifke kalesi
İshak bey oğlu hükmünde kaldı.
Pir Mehmet Bey, Akşehir, Beyşehir,
Sıklanhisarı ve Ilgın Pazarını Padişahın değerli beylerine teslim eyledi. Ama
bir süre sonra Padişaha bağlılığını sona erdirdi ve başına buyruk olmak istedi.
Padişahtan Ilgın pazarı’nı ve o yörede bulunan doğal hamamı istedi.
Bu durum
üzerine Fatih Sultan Mehmet, Karaman üzerine sefer yapmaya karar verdi. Pir
Ahmet Bey Larende’ye kaçtı ve gizlendi. Fatih Sultan Mehmet, Konya
yakınlarındaki Gevale kalesini aldıktan sonra Konya’ya girmişti. Mahmut
Paşa’yı da askere serdar eyledi ve Larende’ye gönderdi. Mahmut Paşa ile Pir
Ahmet Bey arasında büyük bir savaş olmuş ve Karaman beyi yenilmiş ve
kaçmıştı. Daha sonra bu kaçıştan Mahmut
Paşa sorumlu tutulmuştu. Esir edilen
Karamanlılar Konya’ya getirildi ve cezalandırıldılar.
Daha sonra Mahmut
Paşa’ya Turgut oğulları ne yakada ise aranıp bulunması ve kargaşanın kaynağı
olan varlıkları yok edilip gözlerden yitirilmesi işaret olundu. Paşa onların
Bulgar dağına kaçtıklarından haberli olmakla o yöreye at kopardı. Onlar ise
Paşa’nın erişmek üzere olduğunu öğrenince, Mısır-Memlük sınırı üzerinden
Tarsus’a kaçtılar. Paşa da dağda
tepelerde bulduğu turgudlu kalıntılarını zincire çeküp Kapı’ya getirdi ve
Padişah buyruğu ile varlıklarını ortadan götürdü. Sonra Paşa’ya Konya ve
larende de bulunan zanaatkâr ve ustaların göçürülmeleri yararlı olanların
İstanbul’a sürülmesi ferman buyruldu. Böylece Karaman vilayeti Osmanlı
topraklarına katılmış oldu ve yönetimine Sultan Mustafa’nın getirilmesine karar
verildi.
Padişah
taht kendine doğru yola çıktı ve Afyon’da Mahmut Paşa’yı azletti.