II.
Selim zamanında Akşehir Beyi olan Davut Bey ölünce mallarına varisleri ve bazı
Kürtler el koydular. Bu durum Osmanlı padişahı II. Selim’in hoşuna gitmemişti.
Kanuni
Sultan Süleyman son seferinde 7 Eylül 1566’da vefat etti. Kütahya yakınlarında
bulunan oğlu Şehzade Selim, İstanbul’a hareket etti. 30 Eylül’de Üsküdar’a
vardı. Herkes babasının ölümünden habersizdi. Üsküdar İskelesine saltanat
kayığı ile gelen Bostancıbaşı Davut Ağa, Sultan Selim’in padişahlığını ilk
tanıyanlardan biri olarak onu saltanat kayığı ile Topkapı’ya geçirdi. Daha
sonra tahta oturarak padişah olan II. Selim,
Davut Ağa’nın bu iyiliğini unutmadı ve ona Akşehir’de miri araziler
vererek Akşehir Beyi yaptı.
Akşehir
Bey’i olan Davut Bey, Akşehir’e gelip yerleşti ve özellikle deve, at, katır
gibi hayvanlar yetiştirmeye başladı. Ayrıca çeşitli köylerde kendi adına
ekimler yapılıyordu. Bu alanlar kendisine miri arazi olarak verilmişti. Miri
arazi devlet tarafından kiralanan yerler idi. Toprak devletin idi ve bu
topraklar mirasçılara bırakılamazdı. Akşehir Beyi Davut Bey 1568 yılında vefat
etti. Ölen Davud Bey'in hayvanlarına,
padişaha ait yerlerine ve ürünlerine Akşehir’deki mirasçıları ve bazı Kürtler
el koydular. Bunu haber alan Padişah II. Selim, Akşehir Kadısına bir ferman
gönderdi. İşte bu ferman:
“Akşehir sancağı kâdîlarına hüküm ki:
Bundan akdem livâ-i mezbûr Beği iken
fevtolan Dâvûd Beğ'ün mîrîye deyni var iken Kürd tâyifesinden ba‘zı âdemleri ve
vârisleri müteveffâ-i merkûmun atların ve develerin ve katırların alup gaybet
eyleyüp ve ba‘zıları hâsları mahsûline ve sâyir metrûkâtına dahliderlerimiş.
Buyurdum ki:
Selîm Çavuş vardukda, müteveffâ-i
mezbûrun hâsları mahsûline ve at u deve ve sâyir metrûkâtına mezbû[r]lardan ve
gayriden kimesneyi dahl ü ta‘arruz itdürmeyüp bu bâbda müşârun-ileyh çavuşuma
virilen mufassal ü meşrûh emr-i şerîf mûcebince amel eyleyüp mîrîye alâkası
[var ise] ashâb-ı hukûkdan ve vârislerinden bir akça ve bir habbesine
dahlitdürmeyüp müşârun-ileyh çavuşuma ol emr-i şerîf mûcebince zabt u tasarruf
itdüresiz ve mezbûr çavuşum varmadan atından ve devesinden ve katırından
kimesne nesne alup gaybet itmekden hazer idüp onat vechile hıfzitdüresiz.
Yazıldı. Ferhâd Çavuş'a virildi. Fî gurre-i
Cumâde'l-ûlâ, sene: 976 “
Günümüz Türkçesi ile:
“Akşehir
sancağı kadılarına hüküm ki:
Bundan
daha önce adı geçen sancağın Beyi iken ölen Dâvûd Bey’in kiralık araziden borcu
var iken Kürd kavminden bazı kişiler ve mirasçıları adı geçen ölü kişinin
atlarını ve develerini ve katırlarını alıp başka yere götürdüğü ve bazıları
padişaha ait yerlerine, ürünlerine ve buna benzer mirasları kendi mallarına
karıştırmışlar. Buyurdum ki:
Selim
Çavuş varınca, adı geçen ölü kişinin padişaha ait yerlerini, ürünlerini ve at,
deve ve adı geçen ölünün buna benzer miraslarını başka kimseyi dahil etmeden ve
saldırmalarına izin vermeden bu aşamada adı önceden söylenmiş olan çavuşuma
verilen ayrıntılı açıklanmış emri şerifime uygun olarak hareket edip kiralık
arazi ile alâkası var ise hukuk sahiplerinden ve vârislerinden bir akça ve bir
tanesi dahi bırakmadan ismi önceden söylenmiş olan çavuşuma ol emri şerifime
uygun olarak zabt edip tasarruf edersiniz ve adı önceden söylenmiş olan çavuşum
varmadan atından ve devesinden ve katırından kimse ne nesne alıp başka yere
götürmüşse korumaya alıp dürüstçe saklayasınız.
Yazıldı.
Ferhâd Çavuş'a verildi. Tarih: 22 Ekim 1568”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder