Büyük
Taarruz öncesi, Batı Cephesi Karargâhına bir ziyarette bulunan Sovyet
Büyükelçisi Semyon İvanoviç Aralov ile
Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Abilova Gazi Mustafa Kemal Paşa, Akşehir’de
Nasrettin Hoca türbesini gezmelerini önermiş ve Hoca hakkında bilgiler
vermişti.
28/29 Mart gecesi Mustafa Kemal Paşa eşliğinde Rus ve
Azerbaycan Büyükelçileri trenle Akşehir’e geldiler.
29 Mart 1922 Çarşamba sabahı Rus ve Azerbaycan sefirleri,
Akşehir’i gezdiler. Aralov’a göre:
“Akşehir, küçük, rahat,
yeşillikler içinde bir kasaba. Batı Cephesi Karargâhı kasabanın en iyi
evlerinden biri olup, bütün konforuyla Avrupa usulünce döşenmişti.[1] Aralov,
Akşehir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmediğini, ancak kenar
mahallelerindeki evlerin çoğunun topçu ateşi ile yıkıldığını anılarında
belirtmektedir.
Rus ve Azerbaycan sefirleri, Akşehir mezarlığına gittiler. Türk halk heccavı[2] Nasrettin Hocanın mezarını ziyaret ettiler. Ziyaret sırasında mezarın çevresinde çarşaflı Türk kadınları ve subaylar vardı. Subaylar aralarında hararetli hararetli konuşuyorlardı. Mezarın üzerinde çoğu Nasrettin Hocanın fıkralarından alınmış birçok yazı vardı. Aralov anılarında: Türk halkı hocanın mezarına büyük saygı göstermekte, Nasrettin Hocanın türbe çevresi her zaman kalabalık görülmekteydi. Türk Halkı tarafından burası bir çeşit ziyaret yeri sayılmakta idi diye anlatmaktadır.
Akşehir gezilerini bitiren Aralov ve Abilof, Akşama doğru Mustafa Kemal Paşanın yanına gittiler[3].
Rus ve Azerbaycan sefirleri, Akşehir mezarlığına gittiler. Türk halk heccavı[2] Nasrettin Hocanın mezarını ziyaret ettiler. Ziyaret sırasında mezarın çevresinde çarşaflı Türk kadınları ve subaylar vardı. Subaylar aralarında hararetli hararetli konuşuyorlardı. Mezarın üzerinde çoğu Nasrettin Hocanın fıkralarından alınmış birçok yazı vardı. Aralov anılarında: Türk halkı hocanın mezarına büyük saygı göstermekte, Nasrettin Hocanın türbe çevresi her zaman kalabalık görülmekteydi. Türk Halkı tarafından burası bir çeşit ziyaret yeri sayılmakta idi diye anlatmaktadır.
Akşehir gezilerini bitiren Aralov ve Abilof, Akşama doğru Mustafa Kemal Paşanın yanına gittiler[3].
Sefirler akşam yemeğini
Mustafa Kemal Paşa ile birlikte yediler. Gece Mustafa Kemal Paşa, Nasrettin
Hocanın serüvenleriyle, onun padişahların, hocaların, zenginlerin
hileciliklerini meydana vuran davranışlarıyla ilgili birçok fıkralar anlattı.
Mustafa Kemal Paşanın anlattığı Nasrettin Hocanın fıkraları yemek
masasındakilerin ilgisini çekmiş ve neşelendirmişti. Gecenin ilerleyen
saatlerinde Sovyet ve Azerbaycan Büyükelçileri kendilerine ayrılan evlere
gittiler[4].”
Büyük Taarruz öncesi düşmanı yurttan tamamen atabilmek için yoğun çalışmalar içinde bulunan Mustafa Kemal Paşa, konuklarına Nasrettin Hoca türbesini ziyaret etmelerini önermesi ve akşam yemeğinde de ondan fıkralar anlatması Atatürkün Nasrettin Hocaya verdiği değerin bir göstergesidir.
[1] Aralov, S.İ. (1985) Bir Sovyet Diplomatının Türkiye
Anıları Ankara: Birey ve Toplum Yayınları. S.89
[2] Hiciv yapan kişiye heccav denir. Yani Heccav, yergici
demektir. (tr.wiktionary.org/wiki/heccav)
[3] Aralov, S.İ. a.g.e. S. 89
[3] Aralov, S.İ. a.g.e. S. 89
[4]
Aralov, S.İ. a.g.e. S. 89
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder