4 Kasım 2014 Salı

1465 YILINDA AKŞEHİR PAZARI


Fatih dönemine gelinceye kadar Akşehir’in Osmanlılar ile Karamanoğlulları arasında birkaç kez el değiştirdiği anlaşılıyor. 1465 tarihli Akşehir’i de içine alan bir Osmanlı nüfus sayımı zamanımıza kadar gelmiştir. Buna göre Akşehir, 3 Ağustos 1465 tarihinde Osmanlı taraftarı olan Yapaoğlu Ali Bey’e tımar olarak verilmişti.
            Bu sayım defterinde bulunan bir notta Akşehir şehir merkezinin 42 mahalleden oluştuğu ve 1034 hane nüfusu olduğu yazılmıştır. Bu nüfusun büyük bir kısmı yani %99’dan fazlası Müslüman’dır. Çok küçük bir azınlık olan Ermeniler, bağcılık yapıyor ve şarap meyhanesi işletiyorlardı.
            Şehirde çok zengin bir esnaf ve zanaatkâr grubunun varlığı görülüyor. Kayıtta çok sayıda “Hacı” unvanı taşıyan zengin Müslüman vardı. 1465’de Akşehir’de 60’a yakın zanaat vardı.
            Akşehir’in Bağdat-İstanbul yolu üzerinde olmasından dolayı şehrin ticari önemi vardı. Burası pamuklu kumaşlar için hem bir gümrük yeri hem de kumaş boyama yeriydi. Akşehir boyahanesi için 1465 yılında 1800 akça Yapaoğlu’na ödeniyordu. Bu belgeye göre şehirde çeşitli pazarlar kuruluyordu. Bunlar: her hafta kurulan bir kağnı pazarı, pamuk pazarı, kara pazar(Pazar-ı siyah, Bac-ı pazar) ve vakıf defterlerinde ise balık pazarı, tahıl pazarı, takyeci pazarı, demirkapı pazarı, hayyat pazarı, keçeci pazarı, at pazarı, helvacı pazarı gibi pazarlar Akşehir’de kuruluyordu. Yine Akşehir’de çarşıların varlığı belgelenebiliyor: toptan un satılan bir çarşı, kasap çarşısı, külahdüz çarşısı,  boza üretilen ve satılan bir yer,  bal satılan çarşı ve bir sabun üretim ve satım merkezi vardı.
Akşehir’de XV. yüzyılda pazarların yanı sıra kapanlarda vardı. Kapan; Kent ve kasabalarda çevreden gelen ürünlerin toplandığı ve perakendecilere satıldığı yerlere denirdi. Akşehir’de pamuk, un, bağ, bal, sebze ve meyve kapanları vardı. Ticari hayatı canlı tutan şehir dışından gelenler  Aydoğmuş, Bezzaz, Durmuş, Fakihoğlu ve Kethüda kervansaraylarında kalıyorlardı.

            Akşehir çevresi kalabalık ve zengin köylerle bir tarımsal merkezdi. 1465 tarihli sayımda arpa, buğday, bağlar, bahçeler, bostanlardan söz edilir. Özellikle Adsız köyünün bağları ve Kozağacı köyünün bağları Akşehir’den idare ediliyordu.
            Akşehir yayla ve kışlalara gelen Yörüklerin yetiştirdikleri koyunlar önemli bir gelir kaynağı haline gelmişti. 1465 tarihli notta Akşehir yaylalarında 150 sürü otlamaktadır. Dolayısıyla süt, yoğurt, peynir, et, gön, keçi kılı gibi hayvansal ürünler pazarlarda yer buluyordu.
            XV. yüzyıl Akşehir’inde en az bir bedesten, dokuz pazar, iki çarşı ve altı kervansarayın yanında, en az 54 çeşit meslek dalına ait dükkânların mevcudiyeti, burada güçlü bir sınai, iktisadi ve ticari potansiyelin varlığına işaret etmektedir.
            Sultan dağlarının eteklerinde bulunan bu eski Selçuk şehri, bütün badirelere rağmen zengin varlığını on beşinci yüzyıla kadar taşımasını bilmiştir. Etrafında yer alan dağ ve ova köyleri için önemli bir idari, ticari ve kültürel merkez olma özelliğini korumuştur.
Kaynak: M. Akif Erdoğdu (2008) 1465 Yılında Akşehir Şehri. Konya: I. Uluslar arası Selçuklu’dan Günümüze Akşehir Kongresi ve Sanat Etkinlikleri
 Doğan Yörük (2008) XV. Yüzyılın ikinci yarısında Akşehir’in iktisadi yapısı. Konya: I. Uluslar arası Selçuklu’dan Günümüze Akşehir Kongresi ve Sanat Etkinlikleri


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder