Fatih dönemine gelinceye kadar Akşehir’in Osmanlılar ile Karamanoğlulları
arasında birkaç kez el değiştirdiği anlaşılıyor. 1465 tarihli Akşehir’i de
içine alan bir Osmanlı nüfus sayımı zamanımıza kadar gelmiştir. Buna göre Akşehir,
3 Ağustos 1465 tarihinde Osmanlı taraftarı olan Yapaoğlu Ali Bey’e tımar olarak
verilmişti.
Bu sayım defterinde bulunan bir
notta Akşehir şehir merkezinin 42 mahalleden oluştuğu ve 1034 hane nüfusu
olduğu yazılmıştır. Bu nüfusun büyük bir kısmı yani %99’dan fazlası
Müslüman’dır. Çok küçük bir azınlık olan Ermeniler, bağcılık yapıyor ve şarap
meyhanesi işletiyorlardı.
Şehirde çok zengin bir esnaf ve
zanaatkâr grubunun varlığı görülüyor. Kayıtta çok sayıda “Hacı” unvanı taşıyan
zengin Müslüman vardı. 1465’de Akşehir’de 60’a yakın zanaat vardı.
Akşehir’in Bağdat-İstanbul yolu
üzerinde olmasından dolayı şehrin ticari önemi vardı. Burası pamuklu kumaşlar
için hem bir gümrük yeri hem de kumaş boyama yeriydi. Akşehir boyahanesi için
1465 yılında 1800 akça Yapaoğlu’na ödeniyordu. Bu belgeye göre şehirde çeşitli
pazarlar kuruluyordu. Bunlar: her hafta kurulan bir kağnı pazarı, pamuk pazarı,
kara pazar(Pazar-ı siyah, Bac-ı pazar) ve vakıf defterlerinde ise balık pazarı,
tahıl pazarı, takyeci pazarı, demirkapı pazarı, hayyat pazarı, keçeci pazarı,
at pazarı, helvacı pazarı gibi pazarlar Akşehir’de kuruluyordu. Yine Akşehir’de
çarşıların varlığı belgelenebiliyor: toptan un satılan bir çarşı, kasap
çarşısı, külahdüz çarşısı, boza üretilen
ve satılan bir yer, bal satılan çarşı ve
bir sabun üretim ve satım merkezi vardı.
Akşehir’de XV. yüzyılda pazarların yanı sıra kapanlarda vardı. Kapan; Kent ve kasabalarda çevreden
gelen ürünlerin toplandığı ve perakendecilere satıldığı yerlere denirdi.
Akşehir’de pamuk, un, bağ, bal, sebze ve meyve kapanları vardı. Ticari hayatı
canlı tutan şehir dışından gelenler
Aydoğmuş, Bezzaz, Durmuş, Fakihoğlu ve Kethüda kervansaraylarında
kalıyorlardı.
Akşehir çevresi kalabalık ve zengin
köylerle bir tarımsal merkezdi. 1465 tarihli sayımda arpa, buğday, bağlar,
bahçeler, bostanlardan söz edilir. Özellikle Adsız köyünün bağları ve Kozağacı
köyünün bağları Akşehir’den idare ediliyordu.
Akşehir yayla ve kışlalara gelen
Yörüklerin yetiştirdikleri koyunlar önemli bir gelir kaynağı haline gelmişti.
1465 tarihli notta Akşehir yaylalarında 150 sürü otlamaktadır. Dolayısıyla süt,
yoğurt, peynir, et, gön, keçi kılı gibi hayvansal ürünler pazarlarda yer
buluyordu.
XV. yüzyıl Akşehir’inde en az bir
bedesten, dokuz pazar, iki çarşı ve altı kervansarayın yanında, en az 54 çeşit
meslek dalına ait dükkânların mevcudiyeti, burada güçlü bir sınai, iktisadi ve
ticari potansiyelin varlığına işaret etmektedir.
Sultan dağlarının eteklerinde
bulunan bu eski Selçuk şehri, bütün badirelere rağmen zengin varlığını on
beşinci yüzyıla kadar taşımasını bilmiştir. Etrafında yer alan dağ ve ova
köyleri için önemli bir idari, ticari ve kültürel merkez olma özelliğini
korumuştur.
Kaynak: M. Akif Erdoğdu (2008) 1465 Yılında Akşehir Şehri. Konya: I. Uluslar
arası Selçuklu’dan Günümüze Akşehir Kongresi ve Sanat Etkinlikleri
Doğan Yörük (2008) XV. Yüzyılın
ikinci yarısında Akşehir’in iktisadi yapısı. Konya: I. Uluslar arası
Selçuklu’dan Günümüze Akşehir Kongresi ve Sanat Etkinlikleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder