3 Kasım 2014 Pazartesi

AMELE PAZARI


Dışarıda sertçe bir kar yağıyordu. Bugün canı erkenden kalkmak istemiyordu. Herhalde yaşlılığın belirtileri bunlar dedi kendi kendine yatakta ve yorganı başına çekti. Epey zaman uyumuştu. Birden ürperdi. Geç kalmıştı. Hemen kalktı. Giyinmeye başladı. Tıraş olmayı düşünmüyordu. Kirli bir sakalı olmuştu. Aman olsun dedi, sanki devlet dairesine gideceğim.
Evden çıkıp yürümeye başladı. Kar hızını kayıp etmişti. Hatta güneş var olan bu az karı da eritmeye başlamıştı. İşin aksi tarafı iyice eskimeyen yüz tutan ayakkabıları su almaya başlamıştı. Gölcükleri atlaya atlaya ilerledi. Hoca’nın heykelinin yanına varmıştı. Çevreye bakındı. Gelenlerin sayısı epey azdı. Belki de işe gitmişlerdi. Mehmet Efendi dükkânını çoktan açmıştı. Kendine oturacak kuru bir yer aradı. Çok gözden ırak olmak istemiyordu. Diğerlerinin içerisine girmek istemedi.az ileride heykelin sağında kendine bir yer buldu, oturdu. Kar yormuştu onu.  Bir sigara yaktı.  Ah bu sigara gücümü alıp gitti, Bırakamadım şu mereti diye iç geçirdi.
Eskilere daldı. Gençliğini düşündü. Babasının tut şu kütüğün ucundan götürüp keselim dediğinde kütüğü bir anda havaya kaldırışını ve taşıyışını ve bunun karşısında babasının hayret edişini gülümseyen gözlerle hatırladı. Acayip kuvveti böylece ortaya çıkmıştı. Artık kimin ağır bir yükü taşınacaksa o çağrılıyordu. İşin bitiminde ona bahşiş veriyorlardı. Ama bazıları sadece dua ile işi geçiştiriyorlardı. Karar verdi, yapacağı her işin karşılığında para alacaktı. Önce pazarlık ederek taşımaya başladı. Okulu unutmuştu. Para sıcak geliyordu. Aman okuyup da ne yapacaksın zaten amaç sonunda para kazanmak değil mi? kazanıyorum işte. Daha çok iş bulmak için amele pazarına gitmeye karar verdi. İşte o gün bugündür hep amele pazarındaydı. Gözü hep yollarda gelecek olan birisinin “bugün sen gel” demesini beklemeye başlamıştı. İşte yıllar böyle geçip gitti diye düşünürken üşüdüğünü hissetti. Oturduğu yerden kalktı. Etrafa bir iki tur attı. Yine aynı yere oturdu. Amele götürmeye kimse gelmemişti.
—Aman dedi. Bu kar yağışında kim ne yaptırır yok yok yaptırsınlar yoksa ekmek parasız kalırız diye kendi kendine söylendi.
Kalktı, gitti, geldi ve dolandı durdu. Ama iş çıkmadı. Artık yavaş yavaş ümidi sona ermeye başlamıştı. Mehmet Efendinin dükkanına baktı, girenler çıkanlar eksik olmuyordu. Birden tanıdık bir simaya rastladı. Önce nereden tanıdığını düşündü. Çıkaramadı. Hafızasını zorladı. Buldum buldum o bizim bankacı.
O günü dün gibi hatırlıyordu. O gün yine amele pazarına sabahın erken saatlerinde gelmişti ve erken gelmenin ödülünü de almıştı. Bir iki taşıma işi çıkmıştı. Bir saatte halledip ekmek ve sigara parasını çıkarmıştı. Keyifle amele pazarında otururken her haliyle yabancı olduğu belli olan takım elbiseli birisi amele pazarına gelmişti. Yabancı olduğunu anlayan ameleler ev taşıma işine neredeyse iki kat fiyat istiyorlardı. Pazarlık sıkışmıştı. Ama istediğini alamadılar. Birden yabancı kişinin kendine doğru geldiğini gördü. Kızgındı.
“-Amca bak, ben bankacıyım. Yeni geldim. Ev eşyaların taşınacak. Bunların istediği fiyat çok fazla gel sen taşı helalinden al paranı” dedi bağırarak.
“-Yok, beyim,  ben ekmek paramı çıkartmışım. Gelemem. “dedi bıyık altından gülerek.
“-Aman al benden koy bankaya, gün gelir muhtaç olursun. Beni bu çakallara muhtaç etme. dedi. O başını iki yana olmaz diye salladı. Birden bankacı Mehmet Efendi’nin dükkânına daldı. Biraz sonra dışarı çıkan Mehmet Efendi ameleleri çağırdı. Şu paraya şu işi bitirin. Yoksa bir daha burada oturamazsınız. Kimse karşı çıkmadı iki kişi yola koyuldu. Dışarı çıkan bankacı sert sert bizim ameleye baktı.
İşte bu kara kışta yine karşılaşmışlardı. Ayağa  kaldı. Bankacıya yaklaştı.
“- Beyim, beni tanıdınız mı? Hani o. Der demez lafını kesti .
“-Bildim. Gel dediğimde gelmeyen  amele değimlisin?
“İşte o bugün maalesef hiç iş çıkmadı. Ekmek parası…”
“-Ben size o zaman söyledim.  Al benden bankaya koy diye söylemiştim. Şimdi kullanırdın.” dedi dik dik.
Amele iç geçirdi.

“Ah beyim, kafamız o kadar çalışsaydı. Ben amele, burası da amele pazarı olmazdı.”  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder