Emir Timur (Timurlenk),
12 Mart 1403 tarihinde geldiği Akşehir’de Mısır Memluklu Sultanı Nasireddin
Ferec’in elçilerini kabul etti.
Mısır'da hükümet süren
Kıpçak Türkleri hanedanı hükümet başından çekilerek onların terbiyelerinde
yetişmiş azatlılarından olan ve Çerkez neslinden gelen Sultan Berkok 1398 yılında öldü ve 15 yaşında olan oğlu Ferec onun yerine
geçti.
Öte yandan 1393 yılında
Irak seferine çıkan Timur 1394 yılında Aladağ'a gelmiş ve oradan da Mısır
Hoca'nın elinde bulunan Avnik Kalesini almaya karar verdi. Erzurum'un
güneydoğusunda bulunan bu kale sarp ve uçurumlarla çevrili bir dağın üzerinde
yapılmıştı. Timur, Mısır Hoca ve adamlarından bu sarp kaleyi almak için kırk
gün uğraşmak zorunda kaldı. Avnik Kalesini 31 Temmuz 1394 de ele geçiren Timur,
kaleyi Emir Atalmış’a verdi. Timur'un yakın adamlarından ve çok sevdiği bir
emir olan Emir Atalmış aynı zamanda kız kardeşinin kocasıydı. Daha sonra Çağataylar'a dört yüz atlı ile
yardıma gelmiş olan Avnik emiri Atlamış, kalesine dönerken Erciş ovasında bir
gece Kara-Yusuf ile kardeşi Yar Ali'nin baskınına uğrayarak esir düştü.
Askerlerinin bir kısmı öldürülen, bir kısmı da esir alınan Emir Atlamış, Memlûk
Sultanı Berkuk'a gönderildi ve orada hapsedildi.
Emir Atalmış’ın esir
alındığını öğrenen Timur, ordusuyla Suriye üzerine yürüyerek Şam’ı ve Halep’i
işgal etti. Aldığı bütün esirlere karşılık Emir Atalmış’ı istedi. Mısır Memluk
Sultanı Ferec bu öneriyi önce kabul etmediyse de memleketindeki karışıklıklar üzerine
Emir Atalmış’ı Suriye’ye gönderdi. Bunun üzerine Timur ordusuyla Mart 1401’de
Suriye’den ayrıldı.
Ankara Savaşı’nı
kazanan Timur’dan çekinen Mısır Memluk Sultanı Ferec, Timur’a bağlılığını
belirtmek üzere Akşehir’deyken Timur’a elçiler gönderdi. Nizamüddin Şami,
Zafername adlı kitabında bu olayı şöyle anlatmaktadır:
“Emir Timur Akşehir’e
teşrif ettiği vakit Mısır tarafından elçiler geldiler. Emir Atlamış’ı ne zamandan beri istediği halde Mısırlılar
mumaileyhi(yukarıda anılan şekilde) göndermekte tekasül (üşengeçlik)
gösteriyorlardı; Fakat Emir’in intikamının şiddetini gördüler ve inatları
yüzünden Şam ve Haleb’i kaybettiklerini göz önüne getirdiler. Nihayet
yaptıklarından peşiman olarak Emir
Atlamış’a tevessül (yaklaşma) ile Emir Timur namına sikke bastılar ve
minberlerde adına hutbeler okuttular. Ahmet ve Akte adında iki elçiyi
beraberlerinde bir çok mal, sayısız
hazineler, altın eğerli Arap atları, türlü türlü inciler, cevherler, misk,
amber, Mısır kılıçları ve İskenderiye kumaşları olduğu halde gönderdiler,
elçiler bu hediyeleri Akşehir’de Emir’e takdim ettikten sonra Berkok’un oğlu
Ferec’in arzı ubudiyetle ( kulluğunun arz edilmesiyle):
“Ben Emir’in bir
bendesiyim(kuluyum); benim sığınacak bir yerim varsa o da Emir’in bergahının
(otağının) eşiğidir, eğer Emir merhamet edip de bendeliğe kabul ederse bundan
sonra mazinin hilafına (geçmişin tersine) olarak bendelikten ayrılmam, bu
memleketin hutbesini Emir’in adına okutur ve sikkesini onun adına basarım ve
her sene haracı, hazinei amireye gönderirim.” dediğini söylediler.
Emir Timur lütf ve
merhamet gösterdi ve: “O küçük yaşta babadan mahrum kalmıştır; ben onu Allah
rızası için evlatlığa kabul ettim. Eğer iyi hizmet eder ve ahdinde sebat
gösterirse kendisinden merhametimizi esirgemeyiz, her ne arzu ederse yerine
getiririz. Kendisine yardım ve memleket idaresinde kendisini takviye ederiz; o
da memleketinde refahı hal ile yaşar, Haremeyn-i şerifeyn (Mekke ve Medine)
hizmetini layıkıyla yapar, bu hayırlı hizmetten ve Müslümanların emn-ü amana
(rahatlığından) nailiyetinden hasıl olan ecrü sevabat bizim saltanat devrimize
ait olur” buyurdular.
Bundan sonra elçilere
hil’at, altın, külah, kemer verdi ve Ferec için taç, esvap, murassa kemer,
külah gönderdi ve kendine fevkalade iltifat göstererek memleketlerine gönderdi.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder