28 Mart 2014 Cuma

ŞEYHÜLİSLAM AKŞEHİRLİ HASAN FEHMİ EFENDİ



Şeyhülislam Akşehirli Hasan Fehmi Efendi, 1795’de Akşehir’de doğdu. Ilgınlı olan Osman Efendi’nin oğludur. Ilgın o devirde Akşehir’e bağlı bir kasabadır. Hasan Fehmi Efendi, son devir Osmanlı alimlerinden olup Osmanlı Devletinin yüz onuncu şeyhülislamdır.
Küçük yaştan itibaren ilim tahsiline ilgi duyup, Konya’ya giden Hasan Fehmi Efendi, tahsilini Konya’da yaptı. Devam ettiği okulun derslerini başarıyla bitirip, icazet (diploma) aldıktan sonra, Amasya’dan Konya’ya gelen Kara Halil Efendi ile birlikte İstanbul’a geldi. Vidinli Mustafa Efendinin derslerine devam etti. Açılan rüus (diploma) imtihanını birincilikle kazandı. Ayasofya Camiinde ders vermeye başladı. 1847 (H. 1263) senesinde Haric rütbesiyle Feth-ul-Gazi Medresesine müderris tayin edildi. Çeşitli medreselerde de müderrislik yapıp, ilim öğrettikten sonra, Sahn-ı Seman (Fatih) Medreselerinde müderris oldu. Birçok talebe yetiştirdi. Vakfiyesinde sadece şeyhülislamların ders okutabileceği şart koşulmuş olan Bayezid Medresesinde ders vekili olarak vazife aldı.
1860’da Sultan Abdülaziz  Han’ın cülûsu ile “Muallim-i Hazret-i Şehriyârî” olmakla şöhret buldu. Sultan Abdülaziz, Akşehirli Hasan Fehmi Efendi'den Arapça, Arap edebiyatı ve şer‘i ilimler konusunda ders aldı. Yani hocası Padişaha güzel kültür dersleri verdi. Bu sayede “Camiurriyaseteyn” unvanına sahip oldu
Hasan Fehmi Efendi, Padişahın hocası olarak Sultan Abdülaziz Hanın Mısır seyahatine katıldı. Sultan'ın Mısır seyahati 3 Nisan 1863'te Dolmabahçe Sarayı'nda bir törenle başladı. Törenlerden sonra "Feyz-i Cihad" vapuruyla yola çıkıldı. Padişahın yanında, bazı bürokratlarla birlikte sultanın hocası Akşehirli Hasan Fehmi Efendi de vardı. Mısır’da Hasan Fehmi Efendi, Cami-ül-Ezher’in (Ezher Üniversitesinin) Ünlü alimi Şeyh Saka hazretleriyle görüşüp sohbet etti. Mısır alimleri onun ilimdeki yüksekliğini takdir ettiler. 24 Nisan 1863'te İstanbul'a döndüler.
1867 senesinde Anadolu, arkasından da Rumeli kazaskeri oldu. Şeyhülislam El-Hac Mehmed Refik Efendinin şeyhülislamlıktan ayrılması üzerine,  30/Nisan/1867'de şeyhülislamlık makamına getirildi. İlk şeyhülislamlık 3 sene, 4 ay, 17 gün devam etti.
Devlet adamlarının batı yanlısı bir politika izlemek istemesi nedeniyle padişahın Avrupa’ya bir gezi yapmasını istediler. Bunun üzerine Sultan Aziz Avrupa’ya gitmeden önce Şeyhülislam Akşehirli Hasan Fehmi Efendiye seleflerinin böyle bir seyahate girişmediğini kendisinin ilk olacağını ileri sürerek görüş talebinde bulundu. Aynı zamanda Padişahın hocası olan Şeyhülislam Akşehirli Hasan Fehmi Efendi: “Allah yolunda cihat edenlerin sadece seferleri değil, seyahatleri de hayra sebep olabildiğinden seyahat yapmak caizdir” şeklinde cevap verdi.
21 Haziran 1867, Çarşamba… İstanbul, tarihi günlerden birini yaşamakta... Dolmabahçe Sarayı önünde, Sultâniye Yatı’na binen Osmanlı Padişâhı ve maiyyeti (yanındakiler) hareket ettiler. Yanındakilerden biri de  Hâce-i Sultânî Akşehir’li Hasan Fehmi Efendidir. Anadolu ve Rumeli Hisarlarından atılan, 41 pâre Top’la selamlandılar. İkindiden çıkan bütün İstanbul halkı, kıyıları doldurmuştu. 7 Ağustos 1867 tarihine kadar süren bu gezi Osmanlı Devlet’inde ve Avrupa’da geniş yankılar uyandırdı.
Şeyhülislam Akşehirli Hasan Fehmi Efendi sayesinde Osmanlı medreselerinde akla dayalı bilimlerde okutulmaya başlanmıştır. Şeyhülislamın emriyle hazırlanan listeyle, Osmanlı medreseleri müfredat programında sarf, nahiv, tefsir, hadis, kelam, fıkıh, gibi nakli' bilimlerin yanı sıra, mantık, hikmet (felsefe), tarih, coğrafya, hendese (geometri), ilm-i hesab (aritmetik) gibi akli' bilimlerin de yer almıştır.
Şeyhülislamlığı sırasında çeşitli kılıklara girerek İslamiyeti içerden yıkmaya ve Müslümanları doğru yoldan ayırmaya çalışan din düşmanlarına karşı mücadele verdi.
 Hasan Fehmi Efendi,17 Eylül 1871'de şeyhülislamlıktan ayrıldı. 18 Temmuz 1874 tarihinde ikinci defa şeyhülislamlığa getirildi. bu vazifede 1 sene, 9 ay, 23 gün kaldı ve 11 Temmuz 1876 tarihinde bu vazifeden tekrar ayrılarak Medine-i münevvereye gitti. Mekke-i mükerremeye giderek hac vazifesini ifa ettikten sonra, Medine-i münevvereye dönüp, orada ibadet ve taatla meşgulken, 1881 (H. 1298) senesinde vefat etti. Cennet-ül-Baki’ Kabristanına defnedildi.
Murassa-i Osmani ve Birinci Mecidi nişanlarına sahib olan Hasan Fehmi Efendi, zamanının alimlerindendi. Akli ve nakli ilimlerde derin alim, fıkıh ilminde mütehassıstı. Arapça ve Farsçaya hakimdi. Fazilet ve güzel ahlak sahibi olup, birçok talebe yetiştirmiştir.
Şeyhülislam Akşehirli Hasan Fehmi Efendi, İbn-i Arabi’ye olan sevgisi nedeniyle eserleriyle ilgilenmiş ve 1881 yılında  “Şerh-ü ala Salat-i Feyziyye’li’ş Şeyh Arabi” adlı şerhi kaleme aldı. Farklı ilim dallarına ait dördü yayımlanmış, on adet eseri vardır. Yaşadığı dönemde ilmiyle temayüz etmiş olan Hasan Fehmî Efendinin Farsça şiirleri ve Arapça Dîvançesi  mevcuttur. Eserlerinden bazıları şunlardır.
            1) Riyaz-ı Hakaniyye: Edebi ilimlerden bahseden bir eserdir. 2) Resail-i İmtihaniyye: Birçok alet ilimlerinden bahseder. 3) Ahkam-ı Meriyye; 4) Aziziyye ve Şerh-i Yusufiyye: Mantık ilminden bahseden manzum bir eserdir. 5) Şerh-i Salait-ı Feyziyye liş-Şeyh-i Ekber, 6) Risale fi Keyfiyyet-i iman-ı Firavn, 7) Yusufiyye: Mantıktan kıyas bahsini anlatır. 8) Şerh-i Akaid ve Siyalkuti üzerine ta’likatı (açıklamaları). 9) Arabi Divançe. Bu eserlerinden başka Arapça ve Farsça risaleleri de vardır.
Akşehirli namıyla tarihe adını yazdıran Hasan Fehmi Efendi, Osmanlı devrinde bir din aliminin erişebileceği en yüksek makama ilmi sayesinde ulaşmıştır.


Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder