Padişah hocası
Hacı ÖMER efendinin babası tarihi kayıtlarda AKŞEHİRLİ ABDULLAH AĞA olarak
geçer. Mezar taşında Akşehirli olduğu yazılıdır. Atalarının Doğanhisar’dan
geldiği kabul edilmektedir. Doğanhisar bu devirde Akşehir’e bağlı bir köydü.
Nitekim
Doğanhisar da ilk kazalığını o devirde H. Ömer Efendi adına kazanır. Tanzimat
döneminde Padişah Abdülmecid ve sadrazam Büyük Mustafa Reşit Paşa'nın çok
sevdikleri hocaları Kitapçı Hacı Ömer Efendi'nin akrabası olan Abdullah Ağa
isminde birine "Kaza Müdürlüğü" adı ile Doğanhisar verilir. Daha
sonra Hacı Ömer Efendi'nin adına ve şerefine Doğanhisar’da 1845 yılında bir ev
yapıldı. Evin tavanı ve tezyinatı çok güzeldi. Hacı Ömer Efendi, Doğanhisar'a
geldiğinde buraya misafir olmuştu. Bu evin büyük tavan göbeklerinden birisi
başka eve nakledilmiştir.
Kendisini çok iyi
yetiştiren Akşehirli Ömer Efendi, başta padişahlar ve vezirler olmak üzere pek
çok kişiye eğitim vermiş ve yetiştirmiştir. Sultan
II. Mahmud’un iki oğlu Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz, Sadrazam Büyük Mustafa Reşit Paşa, Şeyhülislam Hacı Ömer Efendi,
Anadolu'da yetişen ve Anadolu'yu aydınlatan evliyanın meşhurlarından Safi Amidi
Bolevi gibi pek çok kişi alimlerin üstadı olan Akşehirli Ömer Efendiden ders ve
diploma almıştır.
Sultan II. Mahmut’un son
zamanlarına tesadüf eden günlerde ulema dört tabaka olarak zikredilir. Birinci
tabakada bulunanların en meşhurları Akşehirli Ömer Efendi, İmamzâde Es’ad
Efendi, Antakyalı Said Efendi ve Denizlili Yahya Efendi idi.
Ömer Efendi, Osmanlı
Devletinin o zaman ki Akd-i Meclisinde yani konuşma meclisinde yer almıştı.
Örneğin II. Mahmut devrinde kurulan Asakir-i Mansure'ye verilen şubaraların
(bir çeşit başlıkların) güneş ve yağmura karşı dayanıklı olmadıkları, bunun
yerine fesin uygun olduğunun görüşülmesi amacıyla toplanan Akd-i mecliste
bulunan İslam ulemaları, Serasker Paşa, Hüseyin Paşa, Kaptan Paşa, Dersiam
Ahiskalı Ahmet Efendi, Akşehirli Hacı Ömer Efendi, Türkmen Zade Ahmet Efendi ve
Hoca Efendiler yapılan toplantıda hazır bulunmuşlardır ve fesin uygunluğu
onaylanmıştır.
Akşehirli Ömer
Efendi bu sıralarda mütekâid(emekli) müderrislerdendi. Ders vekili (şeyhülislâm
muavini) ve hâce-i sultanî (padişah hocası) olmak itibarı ile ders okutmağa da
vakti yoktu. Sultan II. Mahmud’un iki oğlu Sultan Abdülmecid ve Sultan
Abdülaziz bu zâttan ders almışlardır. Zâtına bir hürmet olmak üzere pâyesini
ihrâz etmediği Rumeli kazaskerliğinin nişanıyla taltif edilmiştir.
Padişahların
güzel zaman geçirmelerini sağlamakla görevli kimselere verilen san olan Musahib
lakabıyla da anılan Hacı Ömer Efendi kitaba çok
düşkündü. Yazdığı ve satın aldığı el yazması değerli eserleri toplamıştı. Daha
sonra bu kitapları memleketi olan Akşehir’e göndermiş ve Akşehir Hasanpaşa
İmaret Cami içerisinde bir kütüphane oluşturmuştu.
Akşehirli Hoca Şehriyarî ve ders
vekili, Hacı Ömer Efendi Kütüphanesi Hasan Paşa Camii bünyesinde (H: 10, 1330
H. 438/491 p.) 1911 yıllarında hizmet veren kütüphanede, 150 yazma, 375 adet
basma olma üzere toplam 643 kitabın bulunduğu bildirilmektedir (Bakioğlu,
Ankara, 1984, s. 5).
Eski bir fihriste göre kütüphanedeki
kitaplar cumhuriyetin ilânı ile halkevi kütüphanesine nakledildiği ve eserler
arasında el yazma kitaplarla beraber Muhiddin Arabi’nin 37 ciltten oluşan kendi
el yazması olan “El-futuhat’il Mekkiyye” si diğer kitapları ile beraber Üvey
oğlu Sadreddin-i Konevî tarafından Konya’da tahsis ettiği kütüphanesine
vakfedilmiştir.
Daha sonra bu kitaplar Türk İslam
Eserleri Müzesi’ne verilmiştir. (Konyalı, 1945, s. 243.) Bu kitaplar uzun yıllar itina ile korunmuş ve Cumhuriyet döneminde en
son olarak Akşehir Kütüphanesi’ne
verilmişti. Akşehir Kütüphanesi’nin şartları bu değer biçilemeyen kitapları
bozulmadan korumaya yetmediği için Konya Bölge Yazma Eserler Müzesi’ne emaneten
teslim edilmiştir.
Ömer Efendi kitap toplamanın yanı sıra bazı
kitapları da yazmıştır. Ders Vekili Akşehirli Ömer Efendi’nin ruûs(Diploma) imtihanına
mahsus olmak üzere Arapça olarak tertip ettiği sualli-cevaplı Es‘iletü’l-’Acîbe
ve’l-Ecvibe adlı risâlesi Esad Efendi tarafından yapılan tercümesi 1250
yılında, Esad Efendi tarafından bastırılmıştır.
Hicrî 1267
(Milâdî 1851) senesinde vefat etmiş olup Üsküdar’da medfundur. Bu mezar
Üsküdar’da Aziz Mahmud Efendi Celveti Asitanesi Haziredeki kabristandadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder