28 Mart 2014 Cuma

SELÇUKLU SULTANININ TAHTA ÇIKTIĞI KÖY: ALTUNTAŞ


Başkenti Konya olan Anadolu Selçuklu Devleti sultanlarından II.Gıyaseddin Keyhüsrev öldüğünde yerine Akşehir’in Altuntaş köyünde yapılan törenle oğlu İzzeddin Keykavus tahta çıktı.
1246 yılında Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev öldüğünde İzzeddin Keykavus, Rükneddin Kılıç Arslan ve Alaadin Keykubad adında üç erkek çocuk bırakmıştı. Babaları öldüğünde bunların en büyüğü İzzeddin Keykavus on bir, küçük kardeşi Rükneddin Kılıç Arslan dokuz ve en küçük kardeşi Alâeddin Keykubad ise, henüz yedi yaşındaydı.  İzzeddin Keykavus’un annesi Konyalı bir Rum papazın kızı Berdûliye Hatun; Rükneddin Kılıç Arslan’ın annesi Konyalı zengin bir Rumun kızı; Alâeddin Keykubad’ın anası ise, Abhaz Melikesi Gürcü Hatun idi. 
II. Gıyaseddin Keyhüsrev, Gürcü Hatun’dan olan oğlu Alâeddin Keykubad’ı daha doğumu sırasında veliaht tayin etmişti. Buna sebep Gürcü Hatun’u çok sevmesi ve Gürcü Hatun’un soy bakımından diğer eşlerine göre daha üstün olmasından kaynaklanıyordu. Nitekim II. Gıyaseddin Keyhüsrev, sağlığında Alâeddin Keykubad’ın ilerde sultan olması için emirlerin ona uymasını buyurmuş ve bu konuda hepsinden sağlam güvenceler ve sözler almıştır. Ancak alınan güvencelere, verilen sözlere ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in vasiyetine rağmen Alâeddin Keykubad tahta çıkmaya muvaffak olamamıştır. Sahib Şemseddin Muhammed, Emir Celaleddin Karatay, Emir Şemseddin Hasoğuz, Emir-i Câmedar Emir Esededdin Ruzbeh ve Pervane Fahreddin Ebu Bekir Attar gibi devrin ünlü devlet adamları, iki büyük kardeşin bırakılıp, küçük kardeşin tahta çıkmasını örfe uygun görmemişler, derhal harekete geçerek,  Borgulu (Uluborlu) Kalesi’nde Türk töresine göre idarecilik yapan Melik İzzeddin Keykavus’u alarak, Konya Akşehir’in Altuntaş köyüne götürmüşlerdir. Burada daha önceden bir taht hazırlamışlar ve tahta çıkış merasimleri esnasında iki yanına da melik kürsüsü yerleştirmişlerdir. Kürsülerin sağ tarafına Rükneddin Kılıç Arslan, sol tarafına da Alâeddin Keykubad oturtulmuştur. Daha sonra Sahib  Şemseddin ile  Şemseddin Hasoğuz, Melik  İzzeddin Keykavus’un sağ ve sol kolundan tutarak, onu tahta oturtmuş ve adet olduğu üzere “saçı geleneğini” yerine getirerek dinar ve mücevher saçmışlardır. Melik  İzzeddin Keykavus’un sultanlık makamına geçişi böyle alelacele tamamlandıktan sonra, devletin başkenti Konya’ya hareket edilmiştir.
Konya’ya geldiklerinde ise tekrar tören (azin) düzenlenmiş,  İzzeddin Keykavus, atalarının tahtına oturtulmuştur. Emirler, komutanlar ve memleketin asker sahipleri gelip yeni sultana biat etmişler ve ardından adet olduğu üzere büyük törenler yapılmıştır. II.  İzzeddin Keykavus, tahta geçtikten sonra kendisini tahta geçiren devlet adamlarına bir  şükran ifadesi olarak, devlet görevlerini bunlar arasında paylaştırmış ve derecelerini yükseltmiştir. Bu görevlerin dağıtımı ise şöyleydi: Sahib Şemsedin vezirlik makamını muhafaza etmiş, naiblik Celaleddin Karatay’a, beylerbeyliği Şemseddin Hasoğuz’a, atabeğlik  Esededdin Ruzbeh’e ve pervanelik Ebu Bekir Attar’a verilmiştir. Tam bu sırada, Anadolu Selçukluları’nın tabi olduğu Moğol tahtında önemli bir değişiklik meydana gelmiş ve Göyük Han başa geçmiştir. Bu vesileyle büyük bir kurultayın toplanması kararlaştırılmış ve tabi hükümdarlar, birçok resmi devlet temsilcisi, Karakurum’a davet edilmiştir. II. İzzeddin Keykavus ise, Ermeni ve Rum tecavüzlerini bahane ederek, kendisi kadar sultan yetkilerine sahip olduğunu söylediği kardeşi Rükneddin Kılıç Arslan’ı göndermiş ve kendisinin ise, daha sonra bizzat geleceğini bildirmiştir. Böylece Anadolu Selçukluları için çok ağır gelen bir tabiyyet bildirimi atlatılmış oldu.
Kaynak: EKİCİ, Kansu (2005)  Anadolu Selçuklu Devletinde Üç Kardeş Devri (1246–1266). Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı (Yüksek Lisans)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder